Anlatım Teknikleri - Anlatım Biçimleri

Betimleyici Anlatım (Betimleme-Tasvir): Varlıkların kendilerine özgü ve ayırt edici niteliklerinin okuyucunun gözünde canlanacak şekilde resim çizer gibi anlatılmasıdır.
z-turkce.com
» Betimleme yaparken görme, işitme, tatma, koklama duyularından yararlanılır.

» Özellikle gözleme önem verilir.

» Yazar betimleme yapacağı varlığı kendi gözlemine, bakış açısına göre değerlendirir.

» Betimlemenin amacı, tasvir edilen varlığın, okurun zihninde canlanmasını sağlamaktır.

» Yazarın nesnel bir bakış açısıyla, yani kendi yorumunu katmadan yaptığı tasvirlere açıklayıcı betimleme denir.

» Açıklayıcı betimlemede ayrıntılara yer verilir.

» Yazarın öznel bir bakış açısıyla, yani kendi görüşlerini katarak yaptığı tasvirlere sanatsal (izlenimsel) betimleme denir.

» Sanatsal betimlemede amaç sanat yapmaktır.

» İnsanlarla ilgili yapılan betimlemelere portre denir.

» Kişinin iç dünyasını anlatan tasvirlere tahlil (ruhsal portre) denir.

» Kişinin dış görünüşünü anlatan tasvirlere simgesel betimleme (fiziksel portre) denir.

Örnek: Yöre, ulaşılmaz kayaların üzerindeki kale ve kilise kalıntıları, asma köprüleri, dik yamaçlarındaki ahşap evleri, nadide orkideleri ve rengârenk kelebeklerin eksik olmadığı çiçekleriyle görülmeye değer bir yerdir. Yakınlardaki Barhal ise Altıparmak Dağları’nın ilerisinde, en yüksek nokta olan Marsis Tepe’nin karşısında kendinden emin bekler durur. Naznara ve Amanezget mahalleleriyle bozulmamış mimari dokusunu sergileyen Barhal, başta Karagöl olmak üzere buzul gölleriyle de göz alıcıdır. Öküz, Davar, Deniz gölleri yörenin diğer süsleridir.


Öyküleyici Anlatım (Öyküleme): Bir anlatıcının tasarlanan veya yaşanan bir olayı başkalarına sözle ya da yazıyla anlatması sonucu ortaya çıkan anlatımdır. Bu anlatım türü hikaye, roman, anı, söyleşi gibi türlerde kullanılır. Öyküleyici anlatım, anlatım tekniği yönünden betimlemeye benzer. Çünkü olaylar okurun gözünde canlandırılır. Ancak öyküleyici anlatımda zamanın akışında devam eden bir olay, olayın içinde yer alan kişiler, olayın yaşandığı yer ve zaman anlatılır. Betimlemede ise durur nitelikteki olaylar tasvir edilir. Aynı bir film ile fotoğrafın farkı gibi. Filmde bir hareket ve akış vardır. Fotoğraf ise hareketsizdir.

Örnek: Genç mühendis yeni başlayacağı işin heyecanıyla o gece pek uyuyamamış, sabahı zor etmişti. İştahsızca birkaç lokma bir şey atıştırıp akşam özenle ütülediği elbiselerini giyerek evden çıktı. Yeni aldığı ayakkabılar daha ilk adımlarında ayağını acıtmaya başlamıştı. Olsun, hayalini kurduğu mesleğini yapma imkanına kavuşmuştu ya...


Açıklayıcı Anlatım: Okuyucuya bilgi vermek, bir konuyu açıklamak ve öğretmek için kullanılan anlatım tekniğidir. Bu anlatım tekniğinde açık ve anlaşılır bir dil kullanılır. Nesnel yargılara yer verilir. Açıklayıcı anlatıma bilimsel eserlerde ve ders kitaplarında sık rastlanır.

Örnek: Ahmet Hamdi Tanpınar Cumhuriyetin ilk yıllarında öğretmenliğe başlamış bir şair, aynı zamanda roman ve öykü yazarı, çevirmen, makale yazarı, deneme yazarı ve edebiyat tarihçisidir.İlk romanı olan "Mahur Beste", 1944 yılında Ülkü Dergisi'nde yayımlanmış, kendi yaşamından kesitler bulunan "Huzur" adlı romanı ise 1949 yılında yayımlanmıştır. Ankara, İstanbul, Konya, Bursa ve Erzurum'u anlattığı "Beş Şehir" adlı önemli deneme çalışması 1946 yılında kitap olarak basılmıştır.


Tartışmacı Anlatım: Yazar, farklı görüşlerin yer aldığı bir konuda okuyucuyu kendi görüşüne ikna etmeye, kendi görüşünün daha isabetli olduğuna inandırmaya çalışır.

Örnek: Bizde herkese, her şeyi aynı yer ve aynı zaman diliminde öğretme düşüncesi var. Mümkün mü bu Allah aşkına? O zaman "Kim ne kadar öğrenirse" diye mi bunca emek? Olmamalı. Herkes her şeyi değil, kabiliyeti ve ilgisi olan şeyi, uygun yer ve zamanda öğrenmeli; o alanda uzmanlaşmalıdır.


Birinci Kişili Anlatım: Yazar anlattığı olayın içindeki kahramanlardan biridir.

Örnek: Uzun bir yaz tatilinden sonra yarın okulların açılacak olmasının verdiği heyecanla o gece pek uyumamış, sabahı zor etmiştim.


Üçüncü Kişili Anlatım: Yazar olayları dışarıdan gözlemleyerek anlatır.

Örnek: Alperen, uzun bir yaz tatilinden sonra yarın okulların açılacak olmasının verdiği heyecanla o gece pek uyumamış, sabahı zor etmişti.